
- Doğum tarihi: 20 Aralık 1873, İstanbul
- Ölüm tarihi ve yeri: 27 Aralık 1936, İstanbul
- Çocuklar: Mehmet Emin Ersoy, Tahir Ersoy, Cemile Doğrul, Feride Akçor, Suat Argon
- Meslek Şair, muharrir, baytar, muallim, milletvekili
- Milliyet: Türk
Son Güncelleme 4 ay önce
Mehmet Akif Ersoy, 1873’de İstanbul’da doğmuş ve 27 Aralık 1936 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Bir medrese hocasının oğludur. Oğluna Rağıyf adını vermiştir ama çevresi onu Akif olarak çağırmıştır. Babası Arnavut, Annesi ise Buhara’lıdır.
Çocukluğu
1873 Yılı Aralık ayında İstanbul – Fatih’te dünyaya gelmiştir. İmamlık yapan babası Mehmet Akif’i ve diğer kardeşini görev yeri olan Çanakkale’nin Domaniç ilçesinde nüfusa kayıt ettirmiştir. Kendisinden yaşça küçük kardeşi Nuriye ile çocukluklarının büyük bir bölümü annelerinin evi olan Fatihte geçmiştir.
Eğitimi
Eğitim hayatına Fatihte Buhari mektebinde başladı. İlkokul yıllarında öğrendiği Arapçaya, Ortaokul yıllarında da Farsça ve Fransızcayı ekler. O zamanlardan itibaren şiire olan ilgisi oldukça yoğundur. 1893 Yıllarında ilk şiirleri yayınlanmaya başlar. 23 Nisan 1920 TBMM açılışı ile Burdur milletvekili olarak, 5 Haziran 1920 ilk mecliste görev alır.
Arapça ve İslami bilgiler konusunda babası tarafından yetiştirilmiştir. İran Edebiyatına olan ilgisi için özel dersler almıştır. Lisede okurken Arapça, Farsça, Fransızca bilgisini tamamlamıştır. Gene lisede şiir ile ilgilenmeye başlamıştır. Evlerinin yanması ve babasının vefatından sonra, mezunları memur olan bir yüksek okulu seçmek zorunda kalmıştır.
1889 yılında Mülkiye baytar mektebine girmiş ve 1893 yılında birincilikle mezun olmuştur. Daha sonra tarım Bakanlığı’na girerek yaklaşık 20 yıl veteriner olarak çalışmıştır. Bu süre zarfında, Rumeli, Anadolu ve Arabistan’da dolaşmış, köylülerle yakın ilişkiler içine girmiştir. İlk şiirleri resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Bundan sonraki 10 yıl boyunca hiçbir şey yayınlamamıştır. 1908 yılında 2. Meşrutiyet’in ilanıyla, Sırat-ı Müstakim ve Sebilürreşat dergilerinde sürekli yazılar yazmıştır. Şiirler ve çağdaş Mısırlı İslam yazarlarından çeviriler yapmıştır.
Siyasi Hayatı
1913 yılında, devlet memurluğundan istifa etti. Edebiyat dersleri vermeye başladı. İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katılmış, fakat sadece olumlu bulduğu emirlere uymaya başlamıştır. 1. Dünya savaşı sırasında İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından gizli görevli olarak Berlin’e gönderilmiştir. Bu görevin ana amacı, Almanlar tarafından esir düşmüş olan Müslümanlar hakkında bilgi toplamaktır. Savaşın son yıllarında ise Lübnan’a gitmiştir. Dönüşünde Dar-ül Hıkmetül İslamiye adlı kuruluşun baş katibi olmuştur. Savaş sonrası Anadolu’da başlayan hareketi desteklemek için, Balıkesir’de bir konuşma yapmıştır. Bunun üzerine 1920 yılında görevinden alınmıştır.
İstiklal Marşı
7 Kasım 1920 Milli Eğitim Bakanlığı, milletin bir marşı olması adına İstiklal Marşımız için bir yarışma açar. Yarışmaya katılan kişilere yüklü miktarda birde para ödülü koyulur. 724 Şairin hiç biride istenen şiiri yazamaz. Bunun üzerine Mehmet Akife başvururlar. Sen yaz diye ricada bulunurlar. Ben para için şiir yazmam der ve tekliflerini reddeder. Bunun üzerine Akife özel olarak yarışma şartlarının dışında tutulacağı garantisi verilir. Akif ikna edilmiştir. Hiç para almadan İstiklal Marşımızı yazar.
Yapıt ilk olarak 17 Şubat 1921 tarihinde Sebîlürreşâd dergisinde yayınlanır. Sonrasında da 1 Mart 1921 tarihinde TBMM’de dönemin Milli Eğitim Bakanı olan Hamdullah Suphi şiiri okur.
Edebiyatı
Mehmet Akif, geleneksel edebiyat olduğu kadar, Batı kültürünün değerleri ile etkileşim sağlayan bir edebiyatı kabul eder. Her edebiyatın kendi ülkesinde canlılık kazanacağına inanır. Gerçek ile uyum içinde olan her şeyi kabul eder.
Ölümü
Mehmet Akif kadar vatanperver ve ülke aşkıyla yanan bir şair, ömrünün son 10 yılını Mısır’da geçirmek zorunda kalmıştır. Dini bütün ve İslamiyet savunucusu olan Mehmet Akif İslam birliğine inanan bir insandı. Fakat Meclisin Laiklik ilkesini benimsemesi onu ülkesinden koparttı ve Mısır’a yerleşmeye mecbur bıraktı. 1923 Yılında gittiği Mısır gezisinden birde 1936 yılında dönebilmiştir. Sağlığı hiç iyi durumda olmayan şair 27 Aralık 1936 yılında hakkın rahmetine kavuştur.
Mehmet Akif Türk tarihinde yetişmiş en büyük şairlerden biri olarak, öldükten sonra hiçbir mal varlığı olmadan bu dünyadan gittiği anlaşılmıştır.