George Thomson

George Thomson, 1903 yılında Londra’da doğdu. 1926’da Cambridge Üniversitesi’ni bitiren Thomson, İrlanda’ya giderek orada bir süre dil üzerine incelemeler yaptı. Daha sonralan Calway, Camtvidge ve Birmingham üniversitelerinde Yunan dili ve edebiyatı dersleri verdi. Bu arada, bazı Eski Yunan klasiklerini çok başarılı çevirilerle İngiliz ve İrlanda dillerine kazandıran Thomson, 1937 yılmda öğretim üyesi olandc Birmingham Üniversitesi’ne girdi ve öğretim üyeliğinden ayrıldı 1970 yılına kadar bu üniversitede Eski Yunan dili ve edebiyatı alamnda ilgiyle izlenen dersleri verdi. Yunan dili üzerine birkaç kitap hazırladı.

George Thomson

George Thomson 1903 yılında Londra’da doğdu. 1926’da Cambridge Üniversitesi’ni bitiren yazar, İrlanda’ya giderek orada bir süre dil üzerine incelemeler yaptı. Daha sonralan Galway, Cambridge ve Birmingham üniversitelerinde Yunan dili ve edebiyatı dersleri verdi. Bu arada, bazı eski Yunan klasiklerini çok başanh çevirilerle İngiliz ve İrlanda dillerine kazandıran Thomson, 1937 yılında öğretim üyesi olarak Birmingham Üniversitesi’ne girdi ve öğretim üyeliğinden ayrıldığı 1970 yılma kadar bu üniversitede Eski Yunan dili ve ebiyatı alanında ilgiyle izlenen dersler verdi. Yunan dili üzerine birçok kitap hazırladı. George Thomson 1987 yılmda Londra’da öldü. 

Thomson’m en önemli yapıtlanndan birinin, 1941’de yayımladığı Aiskhylos ve Atina olduğunu söyleyebiliriz. Bu çalışmasında. Eski Yunan’daki sanatsal gelişmeyi toplumsal gelişmeyle iç içe ele alan Thomson, öncelikle tiyatro sanatınm toplumsal kökenlerini tarihsel maddeci bir yaklaşımla inceledi. 1949-1955 yıllan arasında. Eski Yunan Toplumu Üstüne İncelemeler başlığı altında Tarihöncesi Ege ve tik Filozoflar adlı iki inceleme yayımladı Thomson. Tarihöncesi Ege’âe, özellikle Tunç Çağı’na denk düşen dönemde Ege’nin eski toplumların, uygarlığın ve kültürlerinin oluşumunu, yapısını ve evrimini ekonomik gelişme temelinde gözler önüne serdi. Sonra da epik şiiri, evrimi içinde ele alarak Î.Ö. altıncı yüzyıldaki doruğuna kadar getirdi.

Thomson, Eski Yunan Toplumu Üstüne încelemeler’in ikinci kitabı olan Filozoflar’daki, Eski Yunan’daki doğa felsefesini, toplumda gerçekleşen köklü değişiklerin düşünsel bir ürünü olarak ele aldı ve Yakındoğu ve Çin felsefeleriyle karşılaştırmalı olarak inceledi. Doğa felsefesinin gelişiminde meta üretimi ve para dolaşımmın işlevini vurgularken, ilkel düşünceyle bilimsel bilgi arasmdaki geçiş sürecini, köleciliğin gelişmesi ve bilimin kökenleri temelinde açıkladı.

George Thomson, 1970’den sonra aslında bir bütün oluşturan üç kitap daha yazdı. 1971’de yayımlanan Devrimci Diyalektik Üzerine’yi, 1973’de Kapitalizm ve Sonrası, ertesi yıl da insanın özü izledi. 1974’de kaleme aldığı önsözde belirttiği gibi, Thomson, İnsanın özü’nde, sanatın ve bilimin kaynaklanm inceledi. Sanatla bilimin, toplumsal gücün örgütlenmesinin birbirine bağımlı iki biçimi olduğunu ve ikisinin de çalışma sürecinden doğduğunu ortaya koymaya çalıştı. Sanatla bilimin çalışma sürecinden kaynaklandığı görüşü, felsefede ve tarihte olduğu kadar dilbilim, ruhbilim, insanbilim, müzikbilim ve edebiyat eleştirisinde de birbiriyle bağlantılı birçok  çalışmalar yaptı. Bu bakımdan, bu küçük kitap gerçekte epey geniş bir alanı kapsıyordu. Ama genel ve Batı düşüncesinin kapsamlı bir tarihini fikirleri söylemeden edemiyordu.

İnsanın özü’nde, bilimle sanatın ilkel toplumlardaki büyüden nasıl kaynaklandığını, toplumdaki gelişmeyle birlikte birbirinden nasıl aynldığmı, insanın doğayla olan nesnel ilişkilerinin dış dünyasıyla uğraşan bilim ile insanın öteki insanlarla olan öznel ilişkilerinin iç dünyasıyla uğraşan sanatın toplumdaki tarihsel işlevlerini, bilim adamıyla sanatçmın dünyayı değiştirme ortak çabasında nasıl birleştiklerini okuyacaksmız. Elden geldiğince yalın bir dille yazılmış bu kitaptan yola çıkarak daha kapsamh kitaplara yöneleceksiniz. Thomson’m amacı da buydu sanırım.

Thomson, insanın özü’nü, Birmingham işçilerden oluşan ve çalışmalarını uzun yıllar sürdüren bir koroya, Clarion Şarkıcılan’na adamış. Geleceğin sanatı, bütün ülkelerde bu tür topluluklann çalışmaları
arasından doğacaktı, diyor.

 

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir