Mavi gömlek, siyah kasket, ilkeli siyaset ve zarafet karaoğlan efsanesi başlıyor.
Türk siyasetinde Karaoğlan olarak tanınan Bülent Ecevit 28 Mayıs 1925’te İstanbul’da doğdu.Bülent Ecevit, ressam Fatma Nazlı Ecevit ile doktor Mehmet Fahri Ecevit’in tek çocuğuydu. 1944 yılında Robert Koleji’ni bitirdi. 1944’te çalışma yaşamına girdikten sonra, işten ayırabildiği zamanlarda Ankara Üniversitesi’nde İngiliz dil ve edebiyatı, Londra Üniversitesi’nde ise Sanskrit, Bengalce, sanat tarihi bölümlerine devam etti. 1957’de de ABD’de Harvard Üniversitesi’nde sekiz ay incelemelerde bulundu.
Gazetecilik Kökenli Bir Siyasetçi

1944’te Ankara’da Basın-Yayın Genel Müdürlüğü’ne İngilizce çevirmeni olarak girdi. Bir tiyatro oyununun sahnelenmesi sırasında başlayan Rahşan Aral’la olan aşkları, 1946’da evlilikle sonuçlandı. 1946-50 arasında Londra’da Türk Basın Ateşeliği’nde çalıştı. 1950-60 arasında ‘Ulus’ gazetesinde, ve ‘Ulus’un kapatıldığı yıllarda ‘Yeni Ulus’ ve ‘Halkçı’ gazetelerinde, yazar ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı. 1954 sonu ile 1955 başlarında ABD”de, Kuzey Carolina’da yayınlanan ‘Winston-Salem’ Journal’ gazetesinde konuk gazeteci olarak görev yaptı.
Mavi Gömleğiyle Meydanlarda
1972 Mayısında CHP Genel Başkanlığına seçildi. 1974 yılında kurulan CHP-MSP koalisyonunun başbakanı oldu. Bu dönemde Kıbrıs Barış Harekatı gerçekleşti.
1977’de bir azınlık hükümeti kurdu fakat güvenoyu alamadı. 1978’de, Partisinin TBMM’de çoğunluğu bulunmamakla beraber, bazı bağımsız üyelerin ve küçük partilerin katkısıyla bir hükümet kurdu. Bu Başbakanlık dönemi 21 ay sürdü. 12 Eylül 1980 askeri müdahalesinden sonra, askeri yönetime karşı çıkışları nedeniyle üç kez hapse mahkum oldu.
Bülent ve Rahşan Ecevit
Robert Kolej’de öğrenciyken tesadüfen aynı piyeste oynadılar.Bu piyesle başlayan sıcaklık, Gümüşsuyu’ndan Dolmabahçe’ye giderken yapılan bir evlilik teklifiyle uzun süren bir beraberliğin başlangıcı oldu. Bülent Ecevit ve Rahşan Ecevit, şiir ve edebiyatla geçecek bir hayat umuyorlardı. Siyaset, onlara iniş ve çıkışlarla dolu bir hayat sundu. Ancak hiçbir şey birbirlerine duydukları sevgiyi etkilemedi.
Karaoğlan efsanesi böyle doğdu!
1972 yılının sonlarına doğru, Kars’ın Susuz İlçesi’nde Rasim Yarkadaş’ın evini ziyaret eden Ecevit çiftini, bölgede “Şaşo Hala” olarak tanınan Şahzade Şahin karşıladı.
Ecevit’i karşısında gören Rasim Yarkadaş’ın annesi Şahzade Şahin, CHP’nin yeni genel başkanı seçilen Bülent Ecevit’in boynuna sarılarak ”Kurtar bizi bu dertlerden ay Garaoğlan” dedi.
Dağa taşa karaoğlan yazıldı
Ecevit, o günden bu yana ”Karaoğlan” olarak anıldı. Kars’ın Susuz İlçesi’nde yaşayan CHP’liler, bu olayın ardından ilçe girişindeki tepeye büyük taşlarla UMUDUMUZ KARAOĞLAN yazdılar.
1973 seçimlerinde CHP’nin seçim kampanyasında, yaşlı bir kadının “Karaoğlan nirede ha evlatlar, Karaoğlan’ı görmek istiyom.” şeklindeki sorusundan sonra Karaoğlan adı CHP’liler tarafından benimsenmiş ve ilerleyen yıllarda da Türkiye’de Bülent Ecevit için kullanılmaya başlanmıştır. Seçim propagandalarında “Umudumuz Karaoğlan” sloganı söylenmeye başlamıştır. Dönemin Adalet Partisi lideri Süleyman Demirel, en büyük rakibi olan Bülent Ecevit’i, darbeyle devrilen Şilili sosyalist devlet adamı Salvador Allende’ye benzetip atıfta bulunmak için “Allende-Büllende” tabirini kullanmıştır. Ecevit, başbakanlık dönemlerinde yapılan Kıbrıs Harekâtı sonrasında “Kıbrıs Fatihi”, Abdullah Öcalan’ın yakalanışı sonrasında da “Kenya Fatihi” olarak anılmıştır. Kamuoyunda mütevazı kişiliğiyle de tanınmaktadır.
Bitlis sigarası, Meclis sigarası içer, eniştesi İsmail Hakkı Okday’ın hediyesi Erika marka daktilosuyla yazardı. Bu 70 yıllık daktiloyu, ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi’ne armağan etmiştir.
Biri ABD’de Rumlar tarafından olmak üzere siyasi hayatında 6-7 kere suikast girişimine maruz kaldı.
İlerleyen yaşıyla birlikte sağlığı bozuldu. Doktorlarının karşı çıkmasına rağmen Danıştay’a düzenlenen saldırıda ölen Yücel Özbilgin’in 19 Mayıs 2006’daki cenazesine katılan Ecevit , törenin ardından rahatsızlandı.Aynı gece fenalaştı ve beyin kanaması geçirdi. Uzun süre yoğun bakımda kaldı. Bu sırada kendisi için tutulan ziyaretçi yazıları Kaldırım Defteri adıyla anılıyor. Bülent Ecevit, bitkisel hayata girdikten 172 gün sonra 5 Kasım 2006 pazar günü Türkiye saatiyle saat 22:40’da Gülhane Askerî Tıp Akademisi’nde dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu vefat etti.