Adolf Hitler

Adolf Hitler, 20 Nisan 1889 yılında çok miktarda Almanın yaşadığı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na bağlı Braunau am inn kasabasında dünyaya gelmiştir. Gümrük memuru Alois Hitler’in altı çocuğundan dördüncüsüdür. Avusturya vatandaşı olarak doğsa da, ilerleyen yıllarda vatandaşlıktan çıkmıştır.

Adolf isminin anlamı, eski Almancada asil kurt anlamına gelmektedir.(adel wolf). Hitler soyismiyle doğsa da, babasının akranlarının soyadı Hiedler’dir. İlk okul yıllarını doğduğu kasabada geçirmiş, orta öğretimine Linz şehrinde başlamıştır. Lise 1’de dersleri kötü olduğundan sınıfı tekrarlamak zorunda kalmıştır.

Adolf Hitler

İlerde memur olmasını isteyen babasıyla sürekli zıtlaşmış, ressam olmak istediğini söylemiştir. Çizimler yapmaya uzun yıllar boyunca devam etmiştir. Hatta 1. Dünya Savaşı’na katılmadan önce 2000’den fazla çizimi olduğu bilinmektedir.

13 yaşına geldiğinde babası tüberkülozdan ölmüştür. Daha sonra kendisi de bir rahatsızlık geçirmiş, okula bir yıl ara vermiştir. Maddi durumları yetersiz olduğu için okulu bırakmış, annesine yardım için inşaatta işçi olarak çalışmaya başlamıştır. Bu sırada da hayali olan ressamlık için çizimler yapmaya devam etmiştir.

Antisemitizme(Yahudi düşmanlığı) duyduğu ilgi bu yıllara denk gelmekte olan Hitler, ilk zamanlarında yahudilere olan düşmanlığı haksız bulsa da, ilerleyen dönemde kendisi de yahudi düşmanı olmuştur. Bunu şu şekilde açıklamaktadır: « Ne zaman bir tiyatro gösterisi, bir müzik abartılırsa Yahudi yapımı bir şey olduğunu görüyordum. Bunu abartanlar da Yahudilerdi. Birçok alanı ele geçirdikleri için tüm alanlarda birbirlerini kayırıyorlardı. Güzel bir Alman yapıtı 10 üzerinden 5 alamazken Yahudi yapıtları 10 alıyordu. Bu yüzden bir antisemitist olmaya karar verdim. »

1907 yılında Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’nden ressamlığa uygun olmadığı gereçseyile reddedilmiş, yeteneklerinin mimarlığa uygun olduğu ön görülmüştür. Adolf Hitler, bu öğüdü yerine getirmek istese de ne bir diploması, ne de teknik alt yapısı olmadığından gelişim kaydedememiştir. 21 Aralık 1907 yılında annesini meme kanserinden kaybetmiştir. Son bir umutla tekrar başvurduğu akademiden tekrar ret alınca, tamamen parasız kalmıştır. Yetim maaşının kendisine düşen payı da kardeşine vermiş, 21 yaşında evsizler yurduna yerleşmiştir.

Babasından kalan son mal varlığını Münih’e gitmek için 1912 yılında kullanmıştır. Hitler’in her zaman yaşamak istediği topraklar burasıdır: Gerçek Almanya! Bu dönemde, yahudileri, kendi tanımladığı ari ırkın düşmanları olduğunu iddia etmiş, Avusturya’daki krizden de onları sorumlu tutmuştur. Aynı zamanda yahudi düşmanlığını marksizm karşıtlığı ile birleştirmiş, sosyalizmin ve özellikle de liderleri arasında birçok yahudi bulunduran Bolşevizm’in temellerini atmıştır.

Münih’e gitmesi, Avusturya’daki askerlik görevinden kaçmasını sağlasa da, Avusturya ordusu tarafından tutuklanmış ve yargılanmıştır. Yapılan incelemeler sonucunda askerlik için elverişsiz olduğu düşünülmüş ve Münih’e dönmesine izin verilmiştir. Ağustos 1914 yılında, Almanya’nın 1. Dünya Savaşı’na girmesiyle gönüllü olarak orduya katılmış, Alman saflarında Bavyera ordusunda savaşmıştır.

İçinde bulunduğu kötü koşullar onu yıldırmamış, tarih ve sanat hakkında kendini geliştirmeye devam etmiştir. Onbaşı rütbesiyle alınamayacak bir askeri nişanı almıştır. Madalyaya aday olduğunu bildiren subayın yahudi olması da ironik bir rastlantıdır.

Savaşta bacağından yaralanmış, bir müddet hastanede kaldıktan sonra savaşa devam etmiştir. Savaşın sona ermesinden kısa süre öncesinde maruz kaldığı zehirli gaz saldırısı sebebiyle geçici körlük yaşamıştır. Hitler, hayatının amacını Almanya’yı kurtarmak olarak benimsemiş, Almanya için yaşadığına inanmıştır.

Birinci Dünya Savaşı’ndan 2 yıl sonra ordudan aldığı resmi emirle sivil hayata geçmiştir. Bu dönemde Alman İşçi Partisi’ne, daha sonra 555-7 üye numarasıyla Thule Cemiyeti’ne katılmıştır.Thule Cemiyeti Nazizm’in doğduğu ve beyaz ırkın üstün olduğu savunulduğu bir cemiyettir.

24 Şubat 1920 tarihinde, Alman İşçi Partisi’nin adı Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi(NSDAP) olarak değiştirilmiştir. Komünistler ve sosyal demokratlar tarafından küçümseme maksadıyla bu partiye Nazi ismi verilmiştir. Thule Cemiyeti’nin en büyük propagandasını elinde bulunduran gazetenin patronu olmuş, partinin de basamaklarını birer birer tırmanarak 29 Temmuz 1921’de liderlik makamına yükselmiştir.

1925 yılında kendi isteğiyle Avusturya vatandaşlığından çıkmış, Alman vatandaşı olmanın yollarını aramaya başlamıştır. 1932 yılında İçişleri Bakanı tarafından ataşe tayin edilince otomatikman Alman vatandaşlığına hak kazanmıştır.

13 Mart 1932 yılında NSDAP’ten adaylığını koyduğu cumhurbaşkanlığı görevine seçilememiştir. Karşısındaki en güçlü rakibi olan Hinderburg’un aldığı oylar da cumhurbaşkanlığına yetmemiş, seçim ikinci tura kalmıştır. Hindenburg ikinci turda %53’lük bir oranla cumhurbaşkanı seçilmiştir. Hitler, seçimden ikinci ayrılmıştır.

1933 yılında komünistlerin “devrimci durum” yaratacakları endişesiyle, ülkede oluşacak iç karışıklığı önlemek için Hinderburg tarafından şansöyle olarak atandı. 23 Mart 1933’ten sonra Alman İmparatorluğu’nun tek lideri olmuştur. Bunda imzalattığı kararnameler etkili olmuştur. Cumhurbaşkanı Hinderburg, yasama ve yürütmeye karışamayacak duruma gelmiştir.

2 Ağustos 1934’te Hinderburg vefat edince, bir referandum ile %89,93 halk oyunu kazanmış, bununla birlikte şansölyeliğini de devam ettirmiştir. 85 üst düzey yetkiliyi SS subaylarıyla katletmiştir. Böylelikle, ordu üzerinde tam otorite kurmayı başarmıştır.

Adolf Hitler, ülkedeki bütün problemleri yahudileri ve çingene gibi azınlık olan ırkları sorumlu tutmuş, Alman halkının da büyük çoğunluğu tarafından buna inanılmasını sağlamıştır. Bunun üzerine yahudileri toplama kamplarına hapsetmiş, işine yarayanları ayırdıktan sonra, geri kalan yahudileri katletmiştir. Gaz odaları ile öldürdükten sonra, fırınlarda yaktırmıştır. Yahudi ırkını yoketmeyi planlamış, savaş sonucu ele geçirdiği yerlerdeki yahudilerle birlikte Avrupa’da milyonlarca yahudi ölümüne sebep olmuştur.

T4 programı çerçevesinde ötenazi uyguladığı zihinsel veya fiziksel engelli gençler…

Saf Alman ırkını oluşturmak için, zihinsel ve fiziksel engeli bulunan insanları da ötenazi programıyla yok etmiştir. Irk hijyeni olarak nitelendirdiği bu olayı T4 programı olarak bildirmiş, 1939 yılından Nazi rejimi dağılana kadar devam ettirmiştir.

2. Dünya Savaşı’nın başlamasında büyük rolü vardır. İstediği Büyük Almanya projesi için Avusturya’yı Almanya’ya dahil etmiş, Çekoslavakya’yı müttefiki Macaristan’la fethetmiştir. 24 Ağustos 1934 yılında Sovyetler ile anlaşarak Polonya ve doğu avrupanın bölünmesini sağlamıştır. Polonya’ya verdiği nota reddedilince, askeri müdahalede bulunmuştur. İlerleyen dönemde Birleşik Krallık ve Fransa da Almanya’ya savaş ilan etmiş, 2. Dünya Savaşı başlamıştır.

Almanya müttefiki İtalya savaşta güçsüz kalmış, Almanya’nın desteği de yeterli gelmemiştir. Güzel başlayan savaş, Almanya için kötü sonuçlanmıştır. Sovyetlerin işgalleriyle Almanya’ya darbe vurulmuş, Hitler bunun sonucunda intihar etmiştir.

İntiharı karısıyla birlikte gerçekleştirmiştir. Siyanür bulunan kapsülü dişleriyle kırdığı anda kafasına sıkmıştır. Vasiyetinde, Alman ulusu için zehir gibi tehlikeli gördüğü yahudilerin Alman topraklarından def edilmesini istemiş, Almanya’nın geleceğinin buna bağlı olduğunu savunmuştur. Tüm mallarını partiye, parti kalmamışsa devleti olan Almanya’ya bağışlamıştır. Hayatı boyunca topladığı sanat eserlerinin Linz’de bir müze kurularak sergilenmesini istemiştir.

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir