Galileo

Son Güncelleme 6 ay önce
Galileo Galilei 15 Şubat 1564’te bir müzisyenin oğlu olan Pisa yakınlarında dünyaya geldi. Pisa Üniversitesi’nde tıp eğitimine başladı, ancak sonrasında bölümü felsefe ve matematik olarak değiştirildi. 1589’da Pisa’da matematik profesörü oldu. 1592’de Padua Üniversitesi’nde matematik profesörü olarak çalıştı. 1610 yılına kadar bu görevde kaldı. Bu süre zarfında farklı nesnelerin düşme hızı, mekanik ve sarkmalar da dahil olmak üzere çeşitli deneylerde çalıştı.

Galilei, Pisa Katedrali’nde otururken, tavanda asılı duran lambanın gidiş gelişleri dikkatini çekti. Lamba bir düzen içinde sallanıyordu. Bu konuda yaptığı deneyler sonucunda; salınımların eşzamanlı olduğunu, matematik kurallarını izlediğini; dolayısıyla, zamanı belirtmede sarkacın kullanılabileceğini ortaya koydu. Bir git-gellik sürenin yalnızca avizenin uzunluğuna bağlı olduğunu kendi kalp atışlarını sayarak anlamıştı. Galileo bu kadarla da kalmamış bu sefer süreci tersine çevirerek hastaların nabız atışlarını ölçmek üzere boyu değiştirilebilir sarkaçtan oluşan “pulsilogium” adlı bir aygıt tasarlamıştı. Ama Galilei deneylerinde bu aleti kullanmıyordu, o basit bir su saati ile çalışıyordu.
Ne var ki ilk sarkaçlı saat Hollandalı fizikçi Christiaan Huygens tarafından yapılmıştır. Huygens ancak 1650’li yıllarda bir sarkacın düzenli salınımının saat ibrelerini düzenli “tik-tak” larla hareket edebilen bir mekanizmaya nasıl bağlanabileceğini bulabildi. Sarkacın hareketini bir dizi dişli çark üzerinden saatin kollarına iletirken bir yandan da sarkacı sürekli salınım halinde tutmanın yolunu geliştirdi.

Gelelim Galileo Galilei’ye… Galilei’nin mekanik bilimine katkısı saatin tasarlanması değildi. Bir cismin üzerine etkiyen kuvvetin cismin ivmesini kontrol ettiği fakat hızını doğrudan kontrol edemediğini buldu. Halbuki Aristoteles gibi eski bilim adamları böyle düşünmüyordu. “Bir parçacığın üzerindeki bir noktanın hızı, bu noktanın konumunun zamanla değişiminin oranıdır. Hız vektörel bir büyüklük olduğundan değeri kadar yönü de önemlidir. İvme ise hızın zamanla değişiminin oranıdır. Öyleyse ivme, gerçekte, zamanla konumun değişimi oranının değişimi oranıdır!!” Hem saatler hem de değişim oranı gibi matematiksel görüşler hakkında bilgi sahibi olmayan eski bilim adamlarının bunu değerlendirmesi zordu.
1609’da, Galileo Hollanda’daki teleskop icadını duydu. Bu teleskobun örneğini dahi görmeden üstün bir versiyonunu hazırladı ve birçok astronomik keşif yaptı. Bunlar arasında ayın yüzeyindeki dağlar ve vadiler, güneş lekeleri, Jüpiter gezegeninin en büyük dört ayı ve Venüs gezegenin evreleri yer alıyordu. Astronomi üzerine yaptığı çalışmalar onu ünlü kıldı ve Floransa’ya matematikçi olarak atandı.
1614 yılında , Güneş’in güneş sisteminin merkezinde olduğu Kopernik teorisine yaptığı destekten dolayı sapkınlıkla suçlandı. Birçok kişinin Dünya’nın merkez konumda olduğuna inandığı bir dönemde bu teorem devrim niteliğindeydi. 1616’da kilise bu teorileri öğretmeyi ve savunmayı yasakladı.
1632’de “İki Ana Dünya Sistemine İlişkin Diyalog” adlı kitabı yayınlandıktan sonra tekrar sapkın olduğu gerekçesiyle kınandı. Bu kitap, Kopernik teorisini savunan ve karşı çıkan iki kişinin tartışması şeklinde yazılmıştı. Sonrasında Roma’daki Engizisyon’da görünmek üzere çağrıldı. Bu engizisyonda mahkum edildi ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı; daha sonra Floransa’nın güneyindeki Arcetri’deki villasında kalıcı olarak tutuklu kalmaya mahkûm edildi. Ayrıca, Kopernik teorisine olan desteğini açıkça geri çekmek zorunda kaldı.
Kör olmaya başlamasına rağmen yazmaya devam etti. 1638’de, Galileo‘nun hareket yasaları ve mekanik ilkeleri üzerine fikirlerini içeren “İki Yeni Bilime İlişkin Söylem” adlı kitap yayımlandı.
Yaptığı deneyler ve gözlemlerle Aristoteles’in görüşlerini birer birer yıkması meslektaşlarını, profesörlerini ve hatta Vatikan’ı karşısına almasına neden olmuştu. Aristoteles’in aksine güneş sisteminin merkezinin Güneş olduğunu söylemesi üzerine Engizisyon mahkemesine çağırılan Galilei ilkinde mahkemeye boyun eğse de ikinci seferde dini inkar suçundan ömür boyu hapse mahkum edildi. Çünkü “Her şeye rağmen dünya dönüyor” du.
Galilei 1642 de 78 yaşında öldü. Ama attığı temeller ölümünden hemen sonra dünyaya gelen biri tarafından geliştirilecekti. Isaac Newton tarafından….
Galilei geçmişte birbirinden hep ayrı tutulmuş olan matematik ile fiziğin ilişkili olduğunu ve birbirlerine destek olabileceğini kavrayan ilk bilim adamıdır. Onun uyguladığı en önemli ve tümüyle kendine özgü yöntem, deneyle hesaplamayı birlikte yürütmesi olmuştur. Bu yöntem somutun soyuta dönüştürülebilmesini ve deney sonuçlarının sürekli ve düzenli bir biçimde karşılaştırılabilmesini olanaklı kılmıştır. Modern anlamda deney kavramını oluşturan Galilei bu kavram için cimento(sınav) terimini kullanıyordu.