Cabir Bin Hayyan

Cabir Bin Hayyan Horasan TUS beldesinde doğan ve aslen Türk olan ilim adamıdır. Henüz küçük yaşta iken ailesi ile küfe beldesine yerleştiler. Harun el Raşit’in sarayında yaşayan Cabir Bin Hayyan kimya dalında zamanının en iyi ilim adamıydı. Halit bin yezit ve Cafer-i Sıddık’tan dersler aldı. Yaşı olgunlaşınca onlarla birlikte çalışma imkanı buldu.

Cabir Bin Hayyan

Tıp, astronomi, fizik, kimya dallarında kendini kanıtlamıştır. Cafer el Bermek’inin himayesinde fen ilmini İslami ilimlerle birlikte öğrenmiştir. Kendine has yöntemlerle bilimsel deneyler yaparak yeni şeyler keşfeden Hayyan’ın başarısını görmesiyle birlikte, Abbasî halifesi Harun el reşit Hayyan’ı Harran üniversitesi fizik ve kimya profesörlüğüne atamıştır. Kısa bir zaman sonrada üniversitenin rektörlüğüne atanmıştır.

Bugünkü kimya biliminin temellerinin de Cabir Bin Hayyan’ın öncülüğünde atıldığı bilinmektedir. Simyanın bir fen ilmi olmadığını ispatlamış, kimyanın analiz ve matematiğe dayandığını ön görmüştür. Batıda geber adıyla tanınır ve en çok tanınan Müslüman ilim adamıdır. Batı dünyasında kimyanın babası olarak bilinir. İngilizcede “alchemy” (fizik) kelimesi Cabir Bin Hayyan’ın çalışmalarının neticelerinde oluşan al-kimiya dan gelir.

İlk atomun parçalanabileceği fikrini ortaya atan kişidir. Cabir Bin Hayyan enrico fermi ve Einstein den tam bin yıl önce atomun maddenin en küçük parçası olduğunu ve parçalanarak çok büyük bir enerji açığa çıkarabileceğini, bunun neticesinde Bağdat gibi bir şehrin yok olabileceğini anlatmıştır. Ve atomun bu denli büyük bir enerjiye sahip olmasını Allah’ın varlığının bir nişanesi olduğunu bildirmiştir.

Cabir Bin Hayyan bakışına göre altının gümüşe, gümüşün altına renk harici hiçbir farklılığı yoktur. Bu iki cismin moleküllere parçalanması halinde ve sonrasında değerlerinin değiştirilmesi halinde birbirlerine dönüşmesi mümkündür. Günümüz modern kimyasında bu artık mümkündür. Cabir Bin Hayyan’ın zamanının teknolojisine rağmen buluşları şuanda bile insanları hayrete düşüren ve hayran bırakan yanları vardır. Örneğin bitkilerden elde edilen boya ile deri boyama yapılması, ateşte yanmayan kâğıt elde edilmesi, çeliğin geliştirilmesi, su geçirmeyen kumaş imal edilmesi, paslanmanın önlenmesi, boya ve yağların tespiti gibi birçok konuda Cabir Bin Hayyan oldukça büyük buluşlar elde etmiştir.

Optik merceklerin kullanılması da ona dayanır. İç bükey merceklerle güneş ışınlarının bir noktaya yoğunlaştırılarak suyu kaynatması ve ateş yakılması ilmini Cabir Bin Hayyan bulmuştur. Güneş enerjisinden yeryüzünde faydalı olabileceği de Cabir Bin Hayyan buluşlarındandır. Cabir Bin Hayyan dünyanın ilk kimya laboratuvarını kuran ilim adamıdır. Ölümünden iki asır sonra bir caddenin yapılandırılması aşamasında Kufe ’de bulunan laboratuvarı büyük bir etki yaratmıştır.

Ömer bin hayyan hiçbir zaman teori ve hayalciliğin gerçek uygulamalı bilim varken başarılı olabileceğine inanmamıştır. Onun mantığı “mazbut müşahede ve sağlam tecrübe” idi. O kimya tarihinde çığır açan kimyanın babası yakıştırmasını fazlasıyla hak eden bir bilim ve ilim adamıydı. Tüm metallerin civa ve kükürt ’ün toprakta bütünleşmesi ile oluştuğunu savunan hayyan, “topraklı duman” ve “sulu buhar” olmak üzere iki türlü metal bileşimi bulunduğunu, çıkan bu buharların toprağın iç kısmında kükürt ve civanın oluşumunu sağladığı kanısındadır.

Metallerin birbirinin aynı olmamasının sebebini ise her zaman kükürt ve civanın aynı oranda birleşmemesi ve her zaman saf olmamalarına bağlamıştır. Eğer bu iki madde yani civa ve kükürt tamamen saf bir şekilde birleşirse doğadaki en mükemmel madde yani altın elde edilir. Oluşan eksiklerle gümüş, kurşun, demir, kalay, bakır oluşur. Ancak bunlarında bileşenleri ile oynayarak altın elde edilebilir.

Hayyan buharlaştırma, süzme, tasfiye etme, damıtma ve eritme metotlarını keşfederek dünya için çığır açmıştır. Hayyan modern çağ makine ve aletlerini kullanarak bu ilimleri araştırsaydı dünyada birçok şeyin çok daha farklı olacağı kesindir. Hayyan 815 yılında küfede vefat etmiştir.

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir