
- Doğum yeri: Ağırnas
- Ölüm tarihi ve yeri: 17 Temmuz 1588, İstanbul Eyaleti
- Defnedildiği yer: Mimar Sinan Türbesi, İstanbul
- Çocukları: Neslihan Hanım, Ümmühan, Mehmed
Son Güncelleme 8 ay önce
MİMAR SİNAN (1489 – 1588)
Mimar Sinan Osmanlı Devlet’inin en parlak dönemlerinin baş mimarı olarak 28 senesini Kanuni Sultan Süleyman, 8 senesini II. Selim, 14 seneyi III. Murat Dönemi olmakla beraber 50 sene hizmet etmiştir. O Devletin kudretini gücünü ve asaletini mimariye aksettiren eşsiz biridir. Her biri bir başy apıt olan bu eşsiz eserler ile Asya ve Avrupa’ya Türk sanatının ruhunu kazandırmıştır. Osmanlı klasik mimari üslubunun şekillenmesinde Mimar Sinan en büyük rolü üstlenmiştir. Gerçekleştirdiği deneyler ve getirdiği yenilikler ile bir ekol olmuş, Osmanlı Türk mimarisini de bir klasik olarak enginlere taşımıştır. Diğer mimarlar onun bir tek eseri için tüm yıllarını harcarken onun bir ömre nasıl sığdırdığı halâ anlaşılamayan eserler ile üç kıtayı donatmış, etkileri ile de tüm dünyayı farklılaştırmıştır.
MİMAR SİNAN’IN HAYATI
Osmanlı Devlet’inde Ser Mimaranı Hassa yani saray mimarlarının başı olan Sinan bin Abdülmennan (Mimar Sinan), 1489 senesinde Kayseri’nin Ağırnaz Köyünde doğmuştur. Babası Abdülmennan Efendi, Büyük babası Dülger Yusuf Efendidir.
Mimar Sinan, Sultan Selim’in tahta çıktığı zamanlarda Rumeli’ye ek olarak Anadolu’dan da devşirme alınmaya başlanması üstüne Ağırnaz Köyünden devşirildi. 1512 senesinde İstanbul’a getirildi. Sinan, İstanbul’a geldiği zaman yeniçeri olmakla beraber acemi olanlar ocağına alınmıştır. Yedi senelik eğitiminden sonra terfi ettiği bu ocakta kabiliyeti doğrultusunda Köprücüler sınıfına dahil edilmiştir. İstanbul’un en şöhretli ustaların derslerine katılmıştır. Bunlar arasında Beyazıt Camii’nin ustası Mimar Hayrettin’de vardır. Ancak Sinan’ın kabiliyetini geliştirmekte olan asıl unsur, katıldığı seferlerde incelemiş olduğu sanat abileridir.
Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman İle 1521 yılında Belgrat Seferine ve 1522 yılında Rodos Seferlerine katıldı. İlk defa Macaristan Seferinde kabiliyetini göstermiştir. Prut nehri üstüne 13 gün gibi kısa zaman yüksek ve büyük bir köprü inşa eder. Mimar Sinan’ın her biri destansı hikâyelere sahip birer abide olan eserlerini verdiği en verimli olan zamanları 1539 dönemleri mimar başılığa bugünkü şekli ile Bayındırlık Bakanlığına tahin edildikten sonrasında başlar. Ölümüne kadar sürdürdüğü bu görevi 35 yıl yürütmüş ayrıca geriye 400’den fazla eser bırakmıştır.
Mimar Sinan’ın meslek hayatı kendi ifadelerindeki doğrultu ile çıraklık, kalfalık ve ustalık olarak üç dönemde incelenmektedir. Her üç dönemde verdiği bu sanat eserlerinin değeri olarak aşılamamıştır. Çıraklık eseri olarak ifade ettiği Şehzadebaşı, kalfalık eserim dediği Süleymaniye ve ustalık eseri olarak kayda geçen Selimiye Camii’leri en gözde en çok öne çıkan üç abidedir.
Mimar Sinan, aynı zamanda muazzam eserler ile beraber çıraklarda yetiştirmiştir. Bunların her biri kendi alanlarında üs sahibi olmuşlardır. Sedefkâr Mehmed Ağa İstanbul’da Sultanahmet’i, Hindistan da Agra, Delhi, Lahor ve Keşmir Kaleleri Mimar Sinan’ın çırağı olan Mimar Yusuf tarafından yapılmıştır. Dünyanın 7 harikalarından birisi olan Agra’daki Tac Mahal yine Mimar Sinan’ın öğrencilerinden İstanbullu Mehmet İsa Çelebi tarafından yapılmıştır.
Arkasında bir çok eserler bırakan Mimar Sinan, 17 Temmuz 1588 senesinde İstanbul’da vefat etmiştir. Mimar Sinan’ın mezarı Süleymaniye Camii’nin arkasındaki sade türbesine defnedilmiştir.
MİMAR SİNAN’IN ESERLERİ
Hayatı boyunca ulaşılması güç olan eserlere imza atmıştır. Mimar Sinan 51 mescit, 81 camii, 26 darül-kurra, 17 türbe, 55 medrese, 3 darüşşifa (hastane), 17 imarethane, 5 suyolu, 8 köprü, 36 saray, 48 de hamam, 8 mahzen, 20 kervansaray olmak üzere geride yüzlerce eser bırakmıştır. Bunların içerisinde Selimiye Camii Dünya Kültür Mirası listesinde yer almaktadır.