12 Temmuz 1884 tarihinde İtalya’da doğdu ve 24 Ocak 1920 tarihinde Paris Fransa’da öldü. Yakalandığı hastalıklar nedeniyle kısa bir hayat süren Modigliani, Yahudi kökenli heykeltıraş ve ressamdır.
Modigliani, ailesinin dördüncü çocuğu olarak dünyaya gelmişti. Henüz 11 yaşındayken geçirdiği verem hastalığından üç yıl sonra yakalandığı tifo hastalığından dolayı lise eğitimini bıraktı.
Bu acı verici olayın ardından hayattan bağını koparmayan sanatçı, küçük yaşlarda resim eğitimi almaya başladı. Yine bu eğitimi devam ederken 1901 yılında bir kez daha verem hastalığına yakalandı ve bunun sonucunda annesi onu tedavi için Napoli’ye götürdü.
Ona resim dersleri veren hocası Guglielmo Michell, Modigliani‘nin bu eğitim ile sınırlı kalmaması gerektiğini ve akademik düzeyde eğitim alması gerektiğini belirtmesi üzerine Modigliani, güzel sanatlar okuluna başladı ve bundan bir yıl sonra da Venedik’te güzel sanatlar akademisine başladı.
Bu dönemlerde uyuşturucu ile tanıştı. Paris’e yerleşince Pablo Picasso gibi sanatçılarla tanıştı. Yine bu dönemlerde alkol bağımlısı oldu. Hastalığından dolayı bir süreliğine ailesinin yanına dönen Modigliani, kendisini toparladıktan sonra tekrar Paris’e döndü ve Montparnasse’da bir stüdyo kiraladı.
Bu yıllarda heykeltıraş olan Costantin Brancusi ile tanışması sonucunda ressamlığı bırakıp heykeltıraşlığa yöneldi ve ressamlıkta da olduğu gibi bu alanda da oldukça başarılı oldu. Fakat bu heykeltıraş macerası uzun sürmedi. Heykeltıraşlığa başlamasının üzerinden sadece iki yıl sonra tekrar ressamlığa döndü ve heykeltıraşlığı bıraktı.
I. Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla beraber orduya katılma isteği sağlık sorunlarının gerekçe gösterilmesiyle kabul edilmedi.
Resimleri için model ararken 19 yaşında olan güzel sanatlar öğrencisi Jeanne Heburterne ile tanıştı ve onun tablosunu yaptı. Fakat bunun ardından Modigliani, kendisine aşık oldu ve bu aşkına karşılık bulması üzerine Jeanne’nin ailesinin karşı çıkmasına rağmen ilişki yaşadılar. Ailesinin bu ilişkiye karşı çıkmasının tek nedeni, Modigliani’nin Yahudi olmasıydı.
Kendisi gibi ressam olan arkadaşı Zborovski’nin zorlamasıyla 2 Atalık 1917 tarihinde Paris Berthe Weill Galeri’de kişisel sergisini açtı. Fakat bu sergi, Paris polisi tarafından serginin nü çalışmalar gerekçesiyle kapatıldı.
Modigliani, 24 Temmuz 1920 günü hastalıkları nedeniyle toprağa gömüldü. Bu olaydan sadece iki gün sonra ise eşi Jeanne, karnındaki bebeği ile birlikte evlerinin beşinci katından atlayarak intihar etti.
Son Sözler
Modigliani’nin hayatını incelediğimiz zaman kendisini, sanata adamış olarak görürüz. Hastalıklar ile boğuştuğu ömrü boyunca hiçbir zaman sanatından vazgeçmemiş aksine resimlerine sıkı sıkıya bağlanmıştır. Modigliani’yi daha iyi anlayabilmeniz için Mick Davis imzası taşıyan Modigliani filmini izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.
Modigliani’nin eşine “gözlerimi neden çizmedin?” sorusu üzerine vermiş olduğu cevap, Modigliani’yi özetler nitelikte:
“Ruhunu gördüğüm zaman, gözlerini de çizeceğim.”
