
Son Güncelleme 7 ay önce
Alman Filozof
Doğum : 1844
Ölüm : 1900
Tam Adı : Friedrich Wilhelm Nietzsche
Nietzsche; kimilerine göre peygamber olacak insan, kimilerine göre ise Nazilerin ortaya çıkmasına yol açan bir faşist! Bazıları için bir kaçık, bazıları için bir nihilist, bazıları içinse tapılacak adam! Nietzsche; dünyaya erken geldiğini savunmuş, insanların onu iki yüz yıl sonra anlayacağını söylemiştir. Nitekim kendisinin de dediği gibi, değeri hayattayken anlaşılamamıştır.
Babası ölünce annesiyle birlikte Naumburg’a göç etti. 1858’de Pjorta Koleji’ne girdi, küçük yaştan gelen din alışkanlığıyla içine kapanık, din kitaplarıyla baş başa günler geçirdi. Zamanla dinden uzaklaştı, din adamı olmaktan vazgeçerek 1864’te Bonn Üniversitesi’nde Klasik Filoloji bölümüne girdi. 1866’da Leibzig Üniversitesi’nde çalışmalara başladı. Schopenhauer‘in İstenç ve Tasarım Olarak Dünya adlı eserinden etkilendi.
1867’ de Prusya Ordusu’na yazıldı. Kendini şiire ve müziğe verdi. Bu sırada Richard Wagner ve F.Listz‘in kızı Cosima ile dostluk kurdu. Hölderlin’e yakınlık duydu. 1869’da Basel Üniversitesi’ne Yunanca profesörü atandı. 7 yıl süren bu dönemi, Nietzsche‘nin yoğun çalışmalara, doğaya, şiir ve müziğe kendini verdiği dönemdir. Eski Yunan felsefesini, edebiyatını okuyup, araştırdı. 1870’te İsviçre uyruğuna girmesine karşın, Almanya-Fransa Savaşı’nda Prusya Ordusu’nda gönüllü hastabakıcı olarak çalışmaya gitti. Ne var ki, bedensel zayıflığı, kan görmeye dayanmasını engelleyince hastalanarak Basel’e döndü.
1871 ‘de ilk kitabını yayınladı. Müzik Die Geburt der Tragödie aus dem Geiste der (Tragedyanın Müziğin Ruhundan Doğuşu). İtalya’ya geziler yaparken, yoğun çalışmalarını sürdürdü: Unzeitgemösse Betrachtungen (Çağa Uymayan Düşünceler). 1876’da hastalanınca izin aldı, Sonento’ya yerleşti, 1877’de göreve döndü. 1878’de Menscliches, Allzumenschliches (İnsanca, Tümüyle İnsanca) adlı eserini yayınladı. Sağlığı yeniden bozulunca üniversiteden emekli oldu (1879).
Bundan sonraki çalışmalarıyla özgün felsefesi ortaya çıktı. 1889 Ocak başlarında kriz geçirdi, Jena’da bir sağlık evine yerleştirildi. Annesi ve kız kardeşi bakımını üstlenerek Naumburg’a götürdüler. 1897’de annesinin ölümü üstüne, kızkardeşi Elisabeth onu Weiman’a götürdü. Burada da hiçbir iyileşme göstermedi, 25 Ağustos 1900’da öldü.
Nietzsche Felsefesi
Nietzsche 19. yüzyılda Alman felsefesinin önde gelen filozoflarından biridir. Onun felsefesi, bir karşı çıkış ve çağının tüm değerlerini eleştirmedir. Ona göre insanlık Antik Çağ’dan bu yana akılcılığa, salt akılcılığa saplanıp kalmıştır. Oysa insanın bir de doğal olan, yaşama olan yanı vardır ve salt akılcılık işte insandaki bu doğal yanı kırmaktadır. Tragedya, yazgısı ve özgürlüğüyle baş başa kalmış insanın anlatısıdır. Ne var ki, tragedya salt akılcılıkla kırılmıştır. Bu kırılış Eski Yunanda, Sokrates akılcılığıyla başlar. Oysa Sokrates öncesinde felsefe ya da İnsan tragedya ile daha özden ilişkiler içindeydi. Tragedyada insan, kendini kavrarken, bir yandan da yazgısına bağımlılığını ve yazgısıyla kendisi arasında dengenin farkına varır.
Trajik yaşamının iki önemli yanı vardır: Taşkın, coşkun gelişme içgüdüsüyle denge ve ölçü. Bu iki yan birbirlerini dengeler. Trajik yaşam da bu gerilimden ötürüdür. İnsan bu ortamda kendisi, doğası ve doğanın, evrenin bütünlüğüyle karşı karşıyadır. Doğaya açılma, kendine kapanma doğadan insana, insandan doğaya gidip-gelen gerçek yaratmadır.
Sokrates ile başlayıp, Eski Yunan felsefesiyle gelişerek günümüze kadar sürüp gelen aklın buyruğunda, doğadan kopmuş olarak yaşamak, insanı kendinden, gerçek yaşamdan uzaklaştırmıştır. İnsan salt doğruluğu bulacağım diye, aklın katı buyruğuna teslim olmuş, yaşamdan kopmuştur. Oysa Nietzsche‘ye göre salt doğruluk olamaz. Olsa olsa değişme vardır. Antik Çağ’dan, Herakleitos‘dan gelen bir solukla, evreni sürüp giden bir değişme olarak görür. Değişmeyi ise yaşam sürdürür. Yaşamak değişime girmektir. İnsan aklın bağlayıcı, tutsak edici gücüne karşı direnmekle yaşamaya başlar. Erdem böylece tüm yetkiler karşısında özgür olacaktır. Yaşamak insan için gücünü hep geliştirmek, hep güçlenmektir. Buna toplumda her kişi ulaşamaz. Ancak büyük insanların yoludur bu. Toplumları ayakta tutanlar da onlardır.
Nietzsche‘nin yaşam ve ahlak anlayışında Darwin‘in öğretisi de önemli bir etki oluşturur. Çünkü ayakta kalanlar güçlü olanlardır. Yaşamak güçlülükle olasıdır. Güçsüzlerin yaşam hakkı yoktur. Onlar, Darwinci termolojiyle, doğal ayıklanmaya uğrayarak yok olurlar. Böylece yaşamak, sürekli güçlüğe koşuştur. Bu atılışta en anlamsız, hatta saçmaya şey eşitlik olabilir. Nietzsche güçlülerin egemen olduğu yerde eşitsizliğin, ahlakın temel kavramı olmasını savunur. O, insana önemli bir yaşam görevi verir. İnsan güçlü olmak, bir sürü gibi yaşamaktan kurtulmak zorundadır; biyolojik olarak nasıl maymundan öte bir varlığı varsa, yaşam olarak da daha öte bir insan olmak zorundadır. İşte bu daha öte insan, Nietzsche‘nin deyişiyle üst insandır.
Nietzsche ‘nin Başlıca Eserleri
- Die Gebıırt der Tragödie aus dem Geiste der Musik (Tragedyanın Müziğin Ruhundan Doğuşu) 1872,
- Die Philosophie im tragishen Zeitalter der Griechen (Yunan’ın Trajik Çağında Felsefe) 1963,
- Vom Nutzen und Nachteil der Histoire für das Leben (Tarih Üstüne) 1874,
- Mensehliches, Allzumenschliches (İnsanca Hep İnsanca) 1878-1879,
- Morgenröte (Sabah Kızıllığı) 1881,
- Die Fröchliche Wissenschaft (Böyle Buyurdu Zerdüşt) 1883,
- Jenseits von Gut und Böse (İyi ve Kötünün Ötesinde) 1886,
- Zur Genealogie der Moral (Ahlakın Kaynağı Üstüne) 1887,
- Ecce Homo (1889).