Mustafa Reşit Paşa

- Koca Mustafa Reşid Paşa, Osmanlı sadrazamı, devlet adamı ve diplomattır.
- Doğum tarihi: 13 Mart 1800, İstanbul Eyaleti
- Ölüm tarihi ve yeri: 7 Ocak 1858, İstanbul Eyaleti
- Doğum: 13 Mart 1800; İstanbul
Son Güncelleme 6 ay önce
Osmanlı devlet adamı (İstanbul 1800-1885). Ruznameci Mustafa Efendi’nin oğlu olan, babası ölünce eniştesi Seyit Ali Paşa tarafından yetiştirilen Mustafa Reşit Paşa (büyük Reşit paşa da denir), Mora seraskerliğine atanan Seyit Ali Paşa’nın mühürdarı olarak Mora’daki ayaklanmayı bastırma seferine katıldı.
Paşa’nın görevden alınması üstüne İstanbul’a dönerek Sadaret Mektubi Kalemi’ne girdi ve Edirne barış görüşmelerinde (1829) katiplik yaptı. Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla görüşmeye giden Pertev Efendi’nin yanına ikinci katip olarak verilip (1 Temmuz 1830), İstanbul’a dönünce amedi yardımcılığına (1831) ve amediliğe (1832) getirildi. Osmanlı ordusunun Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa karşısında yenilgiye uğraması üstüne, İbrahim Paşa’yla görüşmeye gönderilip (1833), görüşmeler sonunda Şam ve Halep valiliklerinin Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya, Adana valiliğinin de İbrahim paşa’ya bırakılmasını kabul etmek zorunda kaldı. Antlaşmayı tanımakla birlikte, Adana’nın İbrahim Paşa’ya bırakılmasına öfkelenen II. Mahmut tarafından görevden alınıp, Fransızca öğrenmekle zorunlu kılındıktan (1834) sonra, ortaelçi olarak Paris’e gönderildi (Temmuz 1835).
Fransızların 1830’da işgal etmiş oldukları Cezayir-i Garb eyaletinin Osmanlılara geri verilmesini sağlamayı başaramayınca İstanbul’a dönüp, üç ay sonra bu kez büyükelçi olarak Paris’e gönderildi. 1836’da Londra büyükelçiliğine atanıp, Londra’da çeşitli devlet adamlarıyla iyi ilişkiler kurması üstüne, 13 Temmuz 1837’de, vezirlikle Hariciye nazırlığına atandı.
Bu görevi sırasında, 16 Ağustos 1838’de İngiltere’yle imzaladığı ticaret antlaşmasıyla, Osmanlı İmparatorluğu’nun İngiltere’nin açık pazarı haline gelmesine yol açıp, II. Mahmut’u rüşvet ve angaryanın yasaklanması vb. reformlar yapmaya teşvik etmesi üstüne, saray çevrelerinin etkisiyle görevden alındı ve Londra büyükelçiliğiyle İstanbul’dan uzaklaştırıldı (1839).
Aynı yıl II. Mahmut ölünce, İstanbul’a dönüp, ikinci kez Hariciye nazırlığına getirilerek, reform yanlısı olan genç padişah Abdülmecit’le anlaştı ve 3 kasım 1839’da Gülhane Hattı Hümayunu’nu (tanzimat Fermanı) halkın önünde ilan etti. Londra Antlaşması’yla (5 Temmuz 1840) Mısır sorununun Osmanlılar yararına çözülmesini sağlayıp, 16 Temmuz 1841’de Rusya’nın baskısıyla görevden alınarak, yeniden Paris büyükelçiliğine atandı. Hastalanması üstüne yurda dönünce, Edirne Valiliğine getirilip, bu görevi kabul etmeyerek bir süre görevsiz kaldı. 14 Kasım 1843’te beşinci kez Paris büyükelçiliğine getirilip, 23 Ekim 1845’te üçüncü kez Hariciye nazırlığına atandı. Ertesi yıl sadrazamlığa atanıp (28 Eylül 1846) , karm ticaret mahkemeleri kurdu; ilöğretim ve ortaöğretimi düzenledi. Ama Cumhuriyet kurmayı tasarladığı yolundaki asılsız söylentiler nedeniyle 27 Nisan 1848’de görevden alındı. 12 Ağustos 1848’de ikinci kez sadrazamlığa getirilip, köle ticaretini yasakladı; Şirketi Hayriye’yi kurdurdu; Avusturya ve Rusya’ya karşı ayaklanan Lehlerden osmanlı topraklarına sığınanları geri vermedi.
Devlet ileri gelenleriyle anlaşamadığı için, 1852’de sadrazamlıktan alınıp, 40 gün sonra üçüncü kez sadrazamlığa getirildiyse de, Rus elçisi Menşikov’un entrikalarıyla görevden alınarak, dördüncü kez Hariciye nazırlığına atandı (1852). İngiliz elçisinin desteğini sağladıktan sonra, Menşikov’un Osmanlı ortodokslarının Rus himayesi altına girmesi isteğine olumsuz yanıt verip, Menşikov’un İstanbul’dan ayrılmasından sonra, Rusya’ya savaş açtırarak, İngiltere ve Fransa’yla bir ittifak antlaşması imzaladı (bunun sonucunda Kırım savaşı başladı, 1854). Rakibi Searsker Damat Ali Paşa’nın medrese öğrencilerini kışkırtarak başlattığı ayaklanmayı bastırıp, Ali Paşa’yı görevden aldırtmayı başardı.
23 kasım 1854’te dördüncü kez sadrazamlığa atanıp, Mısır valisi Sait Paşa’ya yazdığı Süveyş kanalının açılammasını isteyen mektubu İstanbul’daki Fransız Maslahatgüzarının eline geçince, istifa etmek zorunda kaldı (1855). 17 Haziran 1856’da Sait paşa’nın çağrısıyla Mısır’a gidip, dönüşünde, beşinci kez sadrazamlığa atandı (2 Kasım 1856). Tuna ağzındaki toprakların ve açığındaki yılan adasının Boğdan’dan ayrılarak Osmanlı yönetimine bırakılmasını sağlayıp (1857), İngilizlerin çıkarlarını kolladığını ileri süren Fransız elçisinin isteğiyle görevden alındı (1857). İki ay sonra altıncı kez sadrazamlığa getirildiyse de, ertesi yıl bir kalp krizi geçirerek öldü.