
- Köroğlu, Bolu'da yaşamış bir Türk halk ozanıdır. Bu isimle yazılmış Köroğlu Destanı da vardır.
- Doğum tarihi: Dörtdivan
- Tam adı: Ruşen Ali
- Ebeveynler: Koca Yusuf
Son Güncelleme 4 ay önce
Köroğlu, XVI. yüzyılda yaşadığı anlaşılan halk kahramanı ve şairidir. Ünlü bir Türk hikayesinin de adıdır. Hikayede, Celali ayaklanmaları ile ilgili Köroğlu adında bir eşkıya kahramanın hayatı anlatılır. İran savaşlarına katılan Köroğlu adındaki saz şairinin de, hikayede geçen kişi olduğu sanılmaktadır.
3. Murat zamanında Osmanlı ordusu ile İran savaşlarına katılmıştır. Kötülüğe karşı olan ve hak ve adaleti gözeten biridir. Kılıçta ve kalkanda iyi olduğu kadar sözün ve sazında hakimidir. Kahramanlık Türküleri ile ünlenen Köroğlu yiğitliğin ve mertliğinde sembolü haline gelmiştir. Bolu’da yaşadığına inanılan Köroğlu hakkında 24 değişik bölgeden hikayeler anlatılmaktadır.
Hayatı destanlaşan Köroğlu’nun, eşkıyalıkla ilgisi bulunmadığı, asıl yurdunun Horasan olduğu, Osmanlılardan önce Anadolu dışında yaşadığı ileri sürülmektedir. Bu hikayede eski olayların da geçtiği bir gerçektir. Hikaye, Anadolu’da yayılırken yeni ve yerli bir kılığa girmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Hikayenin konusu özetle şöyledir: Güzel ve cins at meraklısı olan Bolu beyi, acımasız ve sert bir kişidir. Baharda seyisi Yusuf’u iyi cins at almak üzere yola çıkarır. Yusuf, uzun suren araştırmalardan sonra, ileride üstün bir duruma gelecek olan gösterişsiz bir tay alır. Yusuf bunu bilerek satın almıştır. Bolu beyi, bu çirkin ve zayıf hayvanı görünce çok kızar. Yusuf’un gözlerine mil çektirerek onu kör eder. Tayı da ona vererek yanından kovar.
Kör Yusuf, tayı ile birlikte Sivas’a gider. Oğlu, Ruşen Ali’ye başından geçenleri anlatır; öç alacağını söyler. Ruşen Ali, babasının isteğine uygun olarak tayı yetiştirmeye başlar. Kır tay, karanlık bir ahırda uzun süre beslenir ve eğitilir; ara sıra dışarı çıkarılarak koşturulur. Ayaklarına çamur bulaşmadığı zaman istenilen hale geldiği anlaşılır. Bu arada Ruşen Ali de büyür, yiğit bir genç olur. Saz çalma yeteneği de vardır. Bir süre sonra, kör Yusuf, oğluna öç almasını vasiyet ederek ölür.
Ruşen Ali, kır atı ile dağa çıkar; geleni geçeni soymaya başlar. Adı da artık Köroğlu olmuştur. Kanundan kaçanlar, onun çevresinde toplanır. Köroğlu’nun ünü gittikçe artar. Çamlıbel’de bir kale yaptırır. Kendisine bağlı olanlardan küçük bir ordu kurar. Zenginlerden aldıklarını yoksullara ve köylülere dağıtıyor. Üzerine gönderilen orduları bozguna uğratır.
Boş zamanlarında saz çalar, türküler söyler. Bir gün güzelliğini duyduğu İstanbul kasapbaşısının oğlu Ayvaz’ı bir hile ile kaçırır; onu evlat edinir. Ayvaz’a silah kullanmayı, ata binmeyi öğretir. O da yiğit bir delikanlı olur, savaşlara katılır. Köroğlu, daha sonra Bolu beyinin güzel bacısını bir baskınla kaçırır ve onunla evlenir.
Köroğlu, Bolu beyinin ordusunu her zaman yenilgiye uğratır. Gelen geçen kervanlardan harç alır. Böylece uzun yıllar geçer. Sonunda delikli demir (tüfek) icat edilince, eski yiğitliğin geleneği bozulur: dünyanın tadı kalmaz, Bunu gören Köroğlu, beylerini toplar, ve dağılmalarını söyler. Kendisi de ortadan kaybolur. Daha önce de kır at bilinmeyen bir yere gitmiştir. Türkler arasında söylenen bu hikayenin çeşitli şekilleri vardır.
Köroğlu, Türk halkının gözünde yiğit bir insandır. İyilikseverdir, korur: halka acımayan derebeylerine aman vermez: duygulu ve sevimli bir kahramandır. Saz şairleri, onu pir sayarlar. 30’a yakın şiirinin olduğu bilinmektedir. Bu şiirlerinde genellikle yiğit arkadaşlarına yer vermiştir. Onları övmüş, Onlar için ağlamış ve Onlarla sohbet etmiştir.