
- Doğum tarihi: 6 Mayıs 1958, Trabzon
- Çocuklar: Saffet Ulusoy
- Eş: Oya Aydoğan (e. 1978–1979), Erengül Ulusoy
- Kardeşleri: Berrin Ulusoy, Sevim Ulusoy, Sevilay Ulusoy, Selma Ulusoy Koçak
- Ebeveynler: Saffet Ulusoy, Süreyya Ulusoy
Son Güncelleme 7 ay önce
6 Mayıs 1958 tarihinde Trabzon’da dünyaya gelen Haluk Ulusoy, Türk kökenli bir iş adamı ve aynı zamanda bir spor yöneticisidir. Babasının ismi Saffet, annesinin ismi ise Süreyya’dır. 4 tane kız kardeşi bulunan Haluk Ulusoy’un kız kardeşlerinin ismi Berrin, Selma, Sevilay ve Sevim’dir. Amcası olan Yılmaz Ulusoy ise Ulusoy Holding Yönetim Kurulu başkanıdır.

Hayatı boyunca Ulusoy Holding Yönetim Kurulu üyeliğinin ve Ulusoy Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu başkanlığı görevinin yanında iyi bir spor kariyeri de bulunan Haluk Ulusoy, ilk olarak 1976 yılında Yeşilköy Spor Kulübü’nün başkanlığını yapmış, daha sonra 1983-1987 yılları arasında Mersin İdman Yurdu Kulübü’nün başkanlığını yapmış ve bu başkanlıklarından sonra sporla ilgili olan kariyerinde pek çok deneyimi olmuştur. Bu deneyimlerini sıralarsak; Mersin Polis Gücü kuruculuğunu ve iki dönemlik başkanlığını yapmış, Kuşadası Spor Kulübü’nün başkanlığında bulunmuş, Söke Spor Kulübü’nün başkanlığını devralmış, Karşıyaka Spor Kulübü’nde asbaşkanlık görevinde bulunmuş ve aynı şekilde de Denizlispor’da asbaşkanlık görevini almıştır.
Türkiye Futbol Federasyonu’nda başkanlık yapmış, bu başkanlığından önceki 8 sene boyunca da yönetim kurulu üyeliğinde bulunmuştur. Bunun dışında yine federasyonda asbaşkanlık, icra kurulu başkanlığı gibi görevlerde de bulunan Haluk Ulusoy; bu görevlerinin dışında Milli Takımlar Kurulu Başkanlığı, Yurtiçi Teşkilatlandırma Kurulu Başkanlığı ve Yurtdışı Teşkilatlandırma Kurulu Başkanlığı’nda bulunmuştur.
Türkiye Futbol Vakfı’nda ve Tesisler Kurulu’nda da başkanlık görevini alan Haluk Ulusoy, ayrıca 7 yılı geçkin sürede de Futbol Federasyonu’nda başkanlık koltuğunda oturmuştur. Son olarak 2004 senesinde Temmuz ayında Futbol Federasyonu’ndaki başkanlık görevinden ayrılan Haluk Ulusoy, 1,5 yıl aradan sonra tekrardan başkanlığa adaylığını koymuş; bu süreçlerde Ayhan Bermak ile derin bir başkanlık rekabetine girmesinin ardından Levent Bıçakçı’nın bıraktığı başkanlık koltuğuna tekrardan kendisi oturmuştur.