
- Cemile Buhayrad Cezayirli kadın direnişçi ve halk kahramanı. Cemile Bouhired orta-sınıf bir ailenin çocuğu olarak yetişti.
- Doğum tarihi: Haziran 1935 (86 yıl yaşında), Cezayir, Cezayir
- Eşi: Jacques Vergès (e. 1965–1970)
- Filmler: Terror's Advocate
Son Güncelleme 8 ay önce
Djamila Bouhired, Cezayirli bir milliyetçi, Arap bir müslüman ve feministtir. Sömürge yönetimine karşı mücadele etmiş, esir düşmüş, işkence görmüş, ölüm cezasına çarptırılmış ve daha sonraları serbest bırakılmıştır.
Djamila, Cezayir’in başkenti Cezayir-Casbah’ta orta sınıf bir alilenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş ve Fransız okulunda eğitim görmüştü. Bir öğrenci aktivist iken, Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephesi’ne (FLN) katılmış, sonraları FLN’nin komutanı Yacef Saadi’nin irtibat görevlisi ve kişisel asistanı olmuştu.
1957 yılında, Cezayir’in uzun ve kanlı bağımsızlık savaşı sırasında, bir dizi silahlı şehir gerillasının saldırısına ve FLN’in genel grev çağnsına karşılık olarak Fransız askerleri, başkent Cezayir’i kontrol altına almışlardı. Peçeli kadınlar, erkeklere göre direniş faaliyetlerini çok daha kolay sürdürebiliyorlardı. Djamila ve diğer kadınlar Casbah’da mitingler düzenleyerek, yedi günlük greve devam edilmesi çağrısında bulundular. Djamila, ateşli bir konuşmacıydı. Yerel Casbah şivesi ile konuşabilmesi ise, onun için bir başka avantajdı.
Djamila, 1957’nin Nisan ayında, direnişçilerle Fransız askerleri arasında çıkan bir çatışma sırasında omzundan vuruldu. 30 Eylül 1956’da da yakalandı ve on bir insanın öldüğü, beş kişinin yaralandığı “Süt Barı” sabotajındaki bombayı koymakla suçlandı. Tutuklanmasından sonra, on yedi gün boyunca işkence görmüştü, isyancı hareketin bir kuryesi olduğunu kabul etti, ancak bombalamalarda yer aldığı iddiasını reddetti. Ayrıca Yasef Saadi’nin saklandığı yeri söylemeyi de reddetmişti. Mahkemede Fransız avukat Jacques Verges tarafından savunuldu.
Djamila, mahkemeyi masumiyetine inandırmak yerine, bizzat mahkemenin kendisini yargılama hakkına meydan okuyacaktı: “Doğru olan şu ki, ben ülkemi seviyorum ve onu özgür bir ülke olarak görmek istiyorum. Bu, ama sadece bu nedenle, siz bana işkence yaptınız ve beni ölüme mahkum edeceksiniz. Fakat unutmayın ki, bizi öldürdüğünüzde, kendi ülkenizin özgürlük geleneğini de öldürmüş olacaksınız”.
Djamila, terörizm ile suçlandı ve ölüm cezasına çarptırıldı: Fakat Verges tarafından başlatılan bir medya kampanyası, kararın dünya çapında kınanmasını sağladı. İdamı durduruldu: Djamila, artık antikolonyal direnişin uluslararası sembolü olmuştu. Cezayir 1962’de bağımsızlığım kazandığında, o da serbest bırakıldı. Ertesi yıl, Arap ülkelerini bir halk kahramanı gibi dolaştı. Jacques Verges ile evlendi ve iki çocukları oldu. Ne yazık ki, kadınların savaşa katılımı, kadınların bağımsız Cezayir’de hak kazanımlanna yol açmamıştı.
1971’deki bir konuşmasında Djamila şöyle diyecekti: “Biz hâlâ, yeni ülkemizi yaratmak için mücadele ediyoruz, tahrip olmuş aileleri yeniden oluşturmak, kimliğimizi bir ulus olarak korumak
için. Gelecekte, belki de öyle bir noktaya varacağız ki, erkekler ve kadınlar çok daha dostane bir temelde yaşayacaklar.
Umarım öyle olur”. 1981’de, o ve diğer kadınlar, hükümet tarafından önerilen muhafazakar aile yasasına karşı sokaklara döküldüler. Önerilen tasan o sıralarda geri çekildi, fakat hükümet üç yıl sonra benzer bir aile yasasını kabul etti. 1992 yılında Djamila, kadınların babaların ya da kocalarının kontrolü altına sokan Aile Yasası’na karşı da gösteriler düzenleyecekti. “Ölüm cezasına çarptırıldığım gün, hayatımın en güzel günüydü. Çünkü dünyadaki en güzel amaç uğruna ölmek üzereydim”.