
- Abdurrahman Şeref Efendi, son Osmanlı vakanüvisi ve devlet adamı. Asıl adının Abdurrahmân Şerafeddîn olduğu Sicill-i Ahvâl kayıtlarında yazmaktadır. "Efendi" lâkabı kendisinin hitap için seçtiği ve arzu ettiği bir kelimeydi.
- Doğum tarihi: 1853, İstanbul
- Ölüm tarihi ve yeri: 1925
- Eğitim: Galatasaray Lisesi
Son Güncelleme 5 ay önce
Abdurrahman Şeref Efendi tarih musahabeleri, Abdurrahman Şeref Efendi hayatı ve eserleri hakkında kısaca bilgi.
Değerli tarihçi ve maariflerimizden olan Abdurrahman Şeref Efendi, Tophane Muhasebe Mümeyyizlerinden Hasan Efendinin oğludur. (8 ağustos 1853) da İstanbul’da doğmuştur. Okumaya Edirne kapısı dışındaki Otakçılar Camisi müezzin mahfilinde mahallenin imamı Hafız Mehmet Efendiden başlamıştır. Eyüb Rüştiyesini bitirdikten sonra 1868 de açılan Galatasaray Lisesine yatılı olarak girdi. Zekası ve temiz karakteriyle okulda herkesin takdirini kazanan Abdurrahman Şeref Efendi (2 temmuz 1873) da Galatasaray Lisesinden parlak bir diplomayla çıktı. 27 cemaziyelahir 1290 (8 ağustos 1873) te Mahrec-i Aklam umumi tarih öğretmenliğine tayin edildi. (1 temmuz 1875) de ilave olarak Galatasaray Lisesi kavaid ve imla öğretmenliğine, 10 sefer 1295 (1 şubat 1878) te Darülmuallimin tarih öğretmenliğine, (1 nisan 1878) de Mülkiye Müdürlüğüne tayin olundu.
28 eylül 1878 de Mahrpc-i Aklam ve Darülmuallimindeki derslerini bırakarak Mülkiyenin umumi coğrafya öğretmenliğini aldı. 5 mart 1881 de Galatasaray Osmanlı ve İslam tarihi öğretmenliği ilave olarak kendisine verildi. 1307 (1889) de Mülkiye birinci sınıfındaki coğrafya derslerini bıraktı. Aynı kurumda Osmanlı tarihi, umrani coğrafya ve istatistik derslerini okutmaya başladı. 30 ağustos 1892′ da Mülkiyede ahlak dersini, bir müddet sonra da tercüme derslerini aldı. Abdurrahman Şeref Efendi 17 yıla yakın bir müddet Mülkiyede müdürlük ettikten sonra 18 şaban 1312 (13 şubat 1895) de öğretmenlikleri üzerinde kalmak üzere Galatasaray Lisesi Müdürlüğüne geçti. 1318 (1900) de açılan İstanbul Darülfünununa tarih profesörü olarak girdi.
Meşrutiyetin ikinci defa ilanı üzerine 3 ağustos 1908 de Defter-i Hakani Nazırlığına tayin olundu. Bir taraftan Darülfünundaki derslerine de devam ediyordu. 1908 aralık ayında Ayan Azalığına, 16 aralık 1908 de Maarif Nazırlığı vekilliğine, Kâmil Paşa kabinesinin düşmesi üzerine yerine 14 şubat 1909 da geçen Hüseyin Hilmi Paşa kabinesinde Maarif Nazırlığına tayin olundu. 13 nisan 1909 da Hüseyin Hilmi Paşa kabinesinin çekilmesi üzerine nazırlıktan ayrıldıysa da Tevfik Paşa tarafından kurulan muvakkat kabineye gene Maarif Nazırı olarak girdi. 5 mayıs 1909 da Hüseyin Hilmi Paşa tarafından yeniden kurulan kabineye, alınmamışsa da 11 mayıs 1911 de tekrar Maarif Nazırlığına gelerek 12 ocak 1912 de kabinenin düşmesi üzerine açıkta kaldı.

Umumi Savaşın sonunda Müşir İzzet Paşanın kurduğu kabinede Evkaf Nazırlığına getirildi. Kabinenin çekilmesi üzerine açıkta kaldı. Damat Ferid’in ikinci defa kurduğu kabinede Meclis-i Vükelaya memur oldu. 2 ekim 1919 da Ferid Paşanın yerine geçen Ali Rıza Paşa kabinesinde Posta ve Telgraf Nazır vekilliğine ve Devlet Şurası Reisliğine getirildi. 3 mart 1920 de Ali Rıza Paşa kabinesinin çekilmesi üzerine kabineden ayrılmış-sa da 8 mart 1920 de kurulan Salih Paşa kabinesinde Devlet Şurası Reisliğine getirildi. Bir taraftan da vekil olarak Maarif Nazırı olan Abdurrahman Şeref Efendi birkaç gün sonra asil olarak Maarif Nazırlığına tayin olunduğundan Devlet Şurası Reisliğinden çekildi. 5 nisan 1920 de Salih Paşa kabinesinin çekilmesi üzerine Maarif Nazırlığından ayrıldı. Ayan İkinci Reisi olan Abdurrahman Şeref Efendi 2 kasım 1920 de Ayanın lağvı üzerine açıkta kaldı. 1923 te Türkiye Büyük Millet Meclisinin ikinci döneminde İstanbul Mebusu seçildi.
29 ekim 1923 te Cumhuriyet Halk Fırkasında Cumhuriyetin ilanı meselesi müzakere edilirken Abdurrahman Şeref Efendi de söz alarak Eşkal-i hükumetin tadadına lüzum yok. Hakimiyet bilakaydü şart milletindir, dedikten sonra kime sorarsanız sorunuz bu, cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Ama bu ad bazılarına hoş gelmezmiş, varsın gelmesin” demiştir.
Abdurrahman Şeref Efendi, Mülkiye Okulu ile Galatasaray Lisesine büyük hizmetlerde bulundu. Mülkiye Okulunu yeniden kurarcasına tanzim etti. Bütün hayatında tesiri görülecek feyizli ruhu Mülkiyeye Abdurrahman Şeref üfledi. Her iki okula devrin en değerli öğretim unsurlarını kazandırdı. İki kurumu da istibdadın zararlı tesirlerinden korumak için elinden ne geldiyse yaptı.
Abdurrahman Şeref Efendi, çok değerli bir öğretmendi. Yetiştirdiği binlerce öğrenci kendisinden çok feyiz almıştır. Gerek Mülkiyede, gerek Galatasaray Lisesinde verdiği derslerde kendisine mahsus canlı bir usulü vardı. Tarih ve ahlak derslerinde vereceği bahisleri önce öğrencilerden birine kitaptan okutur, arada geçen kelimelerin manalarını öğreterek anlaşılmadık kelime bırakmaz, sonra dersi tatlı tatlı anlatmaya başlardı. Derste sırasını getirerek anlattığı fıkralarla sınıfı neşe içinde bırakırdı. Dersini Abdurrahman Şeref Efendi kadar cazip ve neşeli bir hale koyan öğretmen azdır. Öğrencilerine “Molla” diye hitap eden Abdurrahman Şeref Efendi, bilhassa tarih ve ahlak derslerinde sırasını getirerek onlara çok faydalı telkinlerde bulunurdu. Abdurrahman Şeref Efendi, tercüme dersinde Fransızcadan Türkçeye tercüme ettirdiği parçaları öğrencilerin kültürüne hizmet edecek önemli tarihi belgelerden seçmeye de dikkat ederdi.
Abdurrahman Şeref Efendi , okuttuğu Osmanlı tarihi, umumi coğrafya, umrani coğrafya, istatistik, ahlak ve tercüme derslerini memlekette adeta yeniden kurdu. Programlarını yaptı. Umrani coğrafya ve istatistik ilmini memlekete ilk sokan, teorik ve pratik ahlak ilmini ilk defa olarak okullarımızda gösteren Abdurrahman Şeref Efendidir.
Abdurrahman Şeref Efendinin okullar için yazdığı kitablar tertib, ifade, amaca hizmet bakımlarından örnek kitaplardır. Bunların hemen hepsini önce not olarak Mülkiye Okulunun litograf makinesinde bastırdı, sonra kitap şeklinde neşretti.
İdadiler için yazdığı Fezleke-i Tarih-i Düvel-i İslamiyetten başka Mülkiyenin üç sınıfında okutulan, idadilerin altıncı ve yedinci sınıfları için de kabul edilen iki cild Devlet-i Osmaniye Tarihi, idadilerin dördüncü ve beşinci sınıflarında okutulan Zübdetül Kısas, gene idadiler için yazdığı Fezieke-i Tarih-i Devlet-i Osmaniye birbirinden faydalı ders kitapları İdi. Bu kitaplar, öğrencileri tarihi olaylar üzerinde düşündürmek, onlara ibret vermek, tarihi şahsiyetlerin hayatlarına ve yaptığı işlere dikkat ettirmek, tarihi devirlerin karakterini geniş çizgileriyle belirtmek hususunda zamanına göre eşsiz eserlerdi, idadiler için yazdığı iki ciltlik Coğrafya-i Umumisi ile memlekette umrani coğrafya ve istatistiğe dair yazılmış ilk eser olan Coğrafyay-ı Umrani ve İstatistik kitabı da çok iyi tertip olunmuştur. Mülkiyenin birinci sınıfında okuttuğu İlm-i Ahlak kitabı da o vakte kadar aynı konu üzerine yazılan kitapların en değerlisidir. Meşrutiyet devrinde Darülfünunda verdiği Asrı Hazır Tarihi dersinin notları öğrenciler tarafından kitap şeklinde basılmıştır.
1909 da Vakanüvisliğe tayin olunan Abdurrahman Şeref Efendi, kasım 1909 da kurulan Tarih-i Osmanî Encümeni Reisliğine getirildi. Vakanüv sıfatıyla yazdığı yazılar basılmamıştır. Encümen tarafından 14 nisan 1910 da neşrine başlanılan Tarih-i Osmani Encümeni Mecmuasında Abdurrahman Şeref Efendinin değerli tarihi yazıları vardır. Bunlardan başlıcaları Topkapı Sarayı, Özdemiroğlu Osman Paşa başlığı altındaki birer seri yazılarıyla Evrak-ı Kadime ve Vesaik-ı Tarihiyemiz, Fuad Paşa Konağı Nasıl Maliye Dairesi Oldu», Sultan Abdülaziz’in Vefatı, Manzum Bir Sefaretname, Bir Namei İmparatoride Kudüs Krallığı ve Malta Şövalyeleri Başbuğluğu Elkab-ı Resmiyelerinin Hükumet-i Seniye Canibinden İtiraza Uğradığına Dair Vesaik, İstanbul’da Su Müzaye-kası, İstanbul’da Mekulat Müzayekası, Sokollu Mehmed Paşa’nın Evail-i Ahvali ve Ailesi Hakkında Bazı Malûmat», «Özdemir-oğlu Osman Paşanın Bir Mektubu», «Babıâli Yangınları», «Berlin Hazine-i Evrakında Ve-saik-ı Kadime-i Osmaniye» başlıklı yazıları, bir de Hüseyin Hilmi Paşa, Reşad Fuad ve İsmail Zühtü Beylerle Ahmed Mitat Efendinin ölümleri dolayısiyle yazdığı yazılardır.
Tercümanı Hakikat ve Serveti Fünua gazetelerinin 1897 de müşterek olarak neşrettikleri olağanüstü sayıda Köprülü Mehmed Paşa’nın hayatına dair dikkate değer bir yazı neşretmiş, Nevsal-i Osmani’nin 1327 (1911) yılı için çıkan nüshasına Hasan Fehmi, Koca Yusuf, Ziyaeddin Yusuf ve Muhsinzade Mehmed Paşaların hal tercümelerini yazmıştır. Nevsal-i Osmani’nin 1328 (1912) yılı için neşrolunan nüshasında Köse Raif Paşa’nın hayatını anlatmıştır. Aynı nüshada İstanbul’da Büyük Yangınlar başlıklı mufassal bir yazısı vardır.
Salname-i Servet-i Fünunun 1327 (1911) yılına mahsus nüshasında 13 üncü Karn-i Hicride Babıali Harikleri başlığı altında bir yazısı neşrolundu. «Muallim» mecmuasının Tevfik Fikret için çıkardığı olağanüstü sayıya büyük şairle ilgili hatıralarını yazdı. Talebe Defterinin 27 mart 1918 tarihli sayısında çocukluk hatıralarını, Galatasaray Lisesinin kuruluşunun 50 nci yılı münasebetiyle okul idaresi tarafından çıkarılan eserde Galatasaray’ın kuruluşuna aid hatıralarını anlatmıştır. Vakit gazetesinin 21 şubat 1921 tarihli sayısında «İstanbul’da İlk Kulüb: Eneü-men’i Ülfet» başlıklı yazısı çıktı. Abdurrahman Şeref Efendi, Tanzimat hareketi ve Tanzimat adamları hakkında da Sabah gazetesinde bir seri yazı yazdı. Bu yazılar Tarihi Müsahabeler adı altında ayrıca kitap olarak yayınlandı.
Abdurrahman Şeref Efendi, bunlardan başka Lutfi Tarihinin 1261 – 1265 (1845-1849) tarihleri arasındaki vakaları ihtiva eden eserler ortaya koydu.